1 Ekim 2013 Salı

Honda Civic Dizel Uzun Dönem İncelemem

Tekrar merhabalar.

Aracı alalı yaklaşık 4 ay oldu ve ben 2.000 kilometresi şehir dışı (İstanbul-Ankara ve İstanbul Eskişehir) olmak üzere 12.000 km yol yaptım. Tabi doğal olarak da bir bakım bir bakım dönemini de atlatmış oldum. Bu süreçteki tecrübelerimi buradan paylaşmak istedim.


Hemen iddialı yakıt ekonomisinden giriş yapmak istiyorum. Evet araç gerçekten şu ana kadar kullandığım araçlarımın içerisindeki en ekonomik aracım. Toplam genel ortalamam 4,7 litre/100 km. Bu değeri android telefonuma yüklediğim Fuellog uygulaması ile her defasında taşana kadar depo doldurarak elde ettim. Burada bir kaç noktaya değinmek lazım.

1- aracın yol bilgisayarında okunan tüketim değerleri ile depodan depoya yaptığım hesaplama arasında bir uyumsuzluk var. bu değer uzun vadede 0,2 litre/100 km civarında: Yani araç bana 4,5 litre ortalama tüketim yaptığını söylediğinde aslında 4,7 litre ortalama yapmış oluyorum. Zaten açık yüreklilikle söylemek gerekirse bu güne kadar kullandığım araçlarda sadece Mitsubihi Lancer ve Colt modelleri bu konuda tam bir başarı göstermişlerdi. Bir istisna olarak Mazda 3 Dizel aracım yol bilgisayarının söylediği değerden de az tüketiyordu. Yani hatalı ölçüm yapıyordu ama benim avantajıma yapıyordu bunu. Tabi diğer araçlarımın hepsinin ya turbo dizel ya da turbo benzinli olduğunu eklemem gerekir. Bu durumu etkileyen bir faktör olabilir. Araştırmalarım sonucu yakıt tüketiminin hesaplanmasında enjeksiyon zamanlarının kullanıldığını ve bu değerin yakıtın sıcaklığa bağlı genleşmesini de hesaba katınca normal olduğunu öğrendim. Öğrendiğim kadarıyla en doğru hesaplama yakıt hattının giriş ve çıkışına yerleştirilecek akış metre cihazları en sağlıklı ölçümü yapılabiliyor ama maliyetli bir durum olduğu için araç firmaları bu yolu tercih etmiyorlar. Yani motora giden ve çıkan yakıt aracındaki fark hesap ediliyor bu da sizin tüketiminiz oluyor. Tabi Mitsubishi marka araçlarımın değerlerinin tutması ve de sürekli aynı miktarda hata alıyor olmam da bir soru işareti. Bir tek aklımda kalan acaba lastik basınçlarımın hatalı olup olmadığı. Zira en yakın değeri uzun yol için lastiklerimi 34 psi hava ile şişirdiğimde elde ettim. İstasyonlardaki cihazlar eksik hava söylüyor ya da ben yeterince beklemeden hava bastığım için sıcak lastiğin havası fazla mı görünüyor diye düşünmüyor değilim. Onu ilerleyen dönemde bir deneyeceğim. Havalar da soğuyor zaten lastikler daha çabuk soğur. Bakalım.
2- Araç gerçekten dikkatli kullanılırsa fabrika verisi olan her türlü değer yakalanabilir. Ama ben sürüş karakteristiğimi değiştirmediğim için daha önceki Subaru ve Mitsubishi araçlarımda elde ettiğim teknik verileri bu araçta da tutturmam gerekirdi diye düşünüyorum. Kısaca evet araç ekonomik ama veriler benim sürüş tarzım açısından geçerli değil. Burada maalesef aracı daha doğrusu Honda'yı suçlayacağım zira aynı sürüşle teknik veri tutturduğum araçları başka türlü açıklayamam. Yine de hakkını vereyim en hala en ekonomik aracım. hem de basınca gidiyor.
3- Aracın fren dozlaması ciddi manada alışkanlık gerektiriyor. Bir kaç defa neredeyse kaza yapıyordum. Aslında küçük bir kaza da yaptım ama onun fren dozlamasından çok kaymaklaşmış asfalt ve benim çok geç tepki vermem sebebiyle olduğunu söyleyebilirim. Yine de alışma isteyen bir fren dozlaması var.
4- Aracın yol tutuşu düz yoldaki makaslamalarda ve kontrollü girilen virajlarda oldukça iyi. Ama dalgınlıkla bir viraja girerseniz, ani bir hareket yaparsanız ya da virajın sonunu görmeden gaza yüklenirseniz tedirginlik yaşatmıyor değil. Bunda en büyük sorumlu aracın çekiş gücünün fazla olması elbette. Klişe olacak ama kontrolsüz güç, güç değil işte.
5- kontrolsüz güç dedik ona da değineyim. Araba 120 PS tamam ,300 Nm de tork üretiyor, harika. Ama bu size kalkışta aman aman yansımıyor. Zira bunca tork sadece önden çekişli bir araca fazla. En sağlam kalkışınız size özellikle 2. viteste patinaj olarak geri dönüyor. Ki bu aracın bir sonu değil. Çekişin fazlalığı. 4x4 bir araçtan önden çekişli bir araca geçtikten sonra iyice kanaat getirdim ki önden çekişli bir araçta fazladan tork size ara hızlanmalarda, yüklü seyahatlerde ve yokuşlarda büyük bir rahatlık ağlıyor.
6- çekişin rahatlığı dedim ya. Ankara'ya araçta 5 arkadaş ve klima açık (17 Ağustos günü sabah İSG uzmanlığı sınavı için yola çıktık. Bu arada sınavı da geçtim) şekilde seyahat ettim ve araç beni hızlanmada, sollamada ve yokuşlarda hiç üzmedi. Gerçekten çok başarılı bu konuda. Ayrıca aman abi sıkıştık ettik diyen de olmadı araçta. yani araçla 5 kişi rahatlıkla seyahat edebiliyor.
7- Kısa mesafede bir hızlanma denemesi de yaptım. araç 180'e kadar çok çok rahat hızlanıyor. 4 viteste devir saati kırmızı bölgeye kadar çok rahat gelebiliyor, ki bu dizel bir araç için başarılı bir değer. Denediğim yol kısa olduğu ve de önüme araç çıktığı için en fazla 210 km yapabildim. Tabi bu kadranda okunan değer. Gerçek değer bunun altındadır. Ancak belirtmem gerekir ki kadrandaki değerle sabit hızdaki gps verisini karşılaştırdığımda trajik bir fak göremedim. tabi ki 1-2 km değildi ama bazılarının başka araçlarda iddia ettiği gibi %10 filan değil. %4 civarında bir fark vardı.  Bir not arkadaşımın Volvo CX60 aracında bu sapmanın çok daha az olduğunu gözlemledim. Belki bu da lastik havasıyla ilgilidir.
8- 5 kişi gidiş ve 4 kişi geliş Ankara yolcuğumuz ortalama 100 km hızla gerçekleşti. Tabi Dönüş yolunda Kocaeli tarafında trafiğe takılana kadar. 1 saat 10 dakikada 26 km yol aldığımız o hengameyi, araçtaki kişi sayısını ve klima faktörün hesaba katınca 4.6 litrelik ortalama tüketim bence oldukça başarılıydı. Eskişehir seyahatimde de aynı değeri iki kişi gidiş 3 kişi dönüş elde ettim. Aynı yerde yine trafik vardı ama bu sefer daha yüksek hızlarla arabayı sürdüğümü belirtmem lazım. Sanırım sakin sürüş bir uzun yol deneyimi için gelecek sene eşimle çıkacağım acelemizin olmadığı bir tatil yolculuğunu beklememiz gerekecek.
9- Unutmadan aracın 10.000 Km periyodik bakımını 7 taksitle (3 ayda 10 bin yapınca o kadar taksit ne olacaksa) 470 Liraya yaptırdım. Polen filtresi değişmedi. En büyük harcama motor yağına yapıldı.